DOLAR
33,9762
EURO
37,6709
ALTIN
2.725,36
BIST
9.771,16
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Düzce
Hafif Yağmurlu
25°C
Düzce
25°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Parçalı Bulutlu
29°C
Pazartesi Çok Bulutlu
30°C
Salı Az Bulutlu
30°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
30°C
REKLAM
REKLAM

“2050 Yılında Tüm Dünyada 100 Milyona Yakın Demans Hastası Beklenmekte”

“2050 Yılında Tüm Dünyada 100 Milyona Yakın Demans Hastası Beklenmekte”
31.07.2023 11:04
9
A+
A-

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Burcu Polat, halk arasında genel olarak ‘Bunama’ diye adlandırılan alzheimer hastalığına dikkat çekti.

Dünyadaki tüm ülkelerde bir halk sağlığı problemi olan alzheimer hastalığı hakkında bilgi veren Doç. Dr. Polat, hastalığı;  beyin hücreleri diye bilinen nöronlarda ilerleyici bir kayıp ve bunun sonucu olarak beynin yapısal olarak bozulması olarak tanımladı.

Zihnin, hayatın ilerleyen dönemlerinde farklı nedenler ile işlevini yitirmesi anlamına gelen demansın en sık görüleninin alzheimer hastalığı olduğuna işaret eden Doç. Dr. Polat, “Diğer demans nedenleri arasında alzheimer hastalığı gibi uzun seyirli ve tedavisi güç hastalıklar olabildiği gibi tiroit hastalığı, vitamin B12 eksikliği, beyin tümörleri gibi tedavi edilebilir hastalıklar da vardır. Alzheimer hastalığı tüm demans vakalarının yüzde 75’ini oluşturur. Alzheimer hastalığında hafıza, dil, dikkat, yön bulma güçlüğü, kişi ve objeleri tanıyamama, karar vermede bozulma, huy ve davranışlarda değişme, eskiden kolaylıkla yapılan günlük faaliyetlerin zaman içinde bozulması en sık görülen belirtilerdir.” dedi.

“Dünyada Her Yıl Yaklaşık 5 Milyon Yeni Olgu İle Karşılaşılmaktadır”

Hastalığın, nüfusun yaşlanması ile dünya çapında evrensel bir sorun haline geldiğini belirten Doç. Dr. Polat,  “Birleşmiş Milletler raporlarına göre, dünyadaki yaşlı insan sayısı (65+ yaş) 2030 yılında yaklaşık 1 milyarı bulacaktır. Bu artıştan en çok da ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkeler etkilenecektir. Yaşayan yaşlı nüfus sayısındaki artış göz önüne alındığında önümüzdeki 30 yıl içinde alzheimer ve benzeri demans olgularının sayılarında 2 kat civarında bir artış beklenmektedir. Dünyada her yıl yaklaşık 5 milyon yeni olgu ile karşılaşılmaktadır. Dünya ölçeğinde, 2050 yılında tüm dünyada 100 milyona yakın hasta beklenmekte ve bu hastaların yaklaşık yarısının bakımevi gibi kurumlarda yüksek maliyetli bakıma ihtiyaç duyacağı ön görülmektedir. Alzheimer hastalığı dünyadaki tüm ülkeler için bir halk sağlığı problemidir.” ifadelerine yer verdi.

Yavaş ve Sessiz İlerliyor!

Hastalığın çoğunlukla 65 yaş üstünde görülen bir hastalık olarak bilindiğine dikkat çeken Doç. Dr. Polat, “Geliştirilen yeni tarama yöntemleri ile hastalığın teşhis edilmeden 15-20 yıl önce başlayabildiğini biliyoruz, maalesef yavaş ve sessiz olarak ilerleyen bir durumdur. Hastalığa yakalanan kişilerde beyindeki harabiyetin, rastlantısal olarak veya genetik bir yatkınlıkla ortaya çıkıyor.  Çok sayıda risk faktörü, hastalığın oluşmasına zemin hazırlıyor.

Son 30 yılda alzheimer hastalığının nedenlerini göstermek için çok sayıda çalışma yapıldığına işaret eden Doç. Dr. Polat, “ Hastalığın ilerlemesine neden olan, beyin hücrelerinin içinde ve hücrelerin arasında bozulmaya yol açan maddeleri ölçme yöntemleri geliştirilmiştir. Bu yöntemlerle, hastalığa neden olan ve hücrelerde biriken bazı maddelerdeki değişiklikler saptanmaktadır. Bu değişiklikler en sık bellek ile ilgili bölgelerden başlar ve diğer beyin bölgelerine zaman içinde yayılır. En son noktada ise, beyinde şiddetli enflamatuvar görünüm ve beyin volüm/hacminde azalmadır. Beyinde aktivitelerden sorumlu asetilkolin, serotonin, dopamin gibi kimyasal maddeler giderek işlevlerini göremez hale gelir.” dedi.

En Yeni Risk Faktörü Çevre Kirliliğidir!

Hastalığa neden olabileceği düşünülen pek çok faktör olabildiğini ifade eden Doç. Dr. Polat, “ Bazıları değiştirebileceğimiz bazıları ise değiştiremeyeceğimiz risk faktörleridir. Yaş, genetik yatkınlık, cinsiyet, ırk değiştirilemeyen risk faktörleridir, ancak sigara-alkol, şişmanlık, hipertansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, kalp hastalıkları, kafa travmaları, depresyon, düşük eğitim, beslenme tarzı ise değiştirilebilen ve korunabilen risk faktörleridir. En yeni risk faktörü çevre kirliliğidir. soluduğumuz ve maruz kaldığımız kötü hava ve partiküller hastalığın gidişini etkileyebilir.” İfadelerini kullandı.

Hastalığa tanı koyarken diğer demans nedenlerini ve özellikle tedavi edilebilir nedenlerin var olup olmadığını gözden geçirmek gerektiğini, hastalığın tedavisinde ilaçlı ve ilaç dışı tedavilerin tavsiye edildiğini belirten Doç. Dr. Polat, “ilaç tedavisinin yanı sıra, beyni meşgul eden aktiviteler, Akdeniz tipi diyet, iyi bir uyku düzeni, enfeksiyonlardan korunma, günde en az yarım saat yürüyüş, gereksiz ilaç ve benzeri maddelerden kaçınma, temiz hava koşulları olan yerlerde yaşama, elektromanyetik alanlardan mümkün olduğu kadar uzak durmak hastalıktan korunmada önemli tavsiyelerdir.” şeklinde açıklamasını sonlandırdı.

ETİKETLER:
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.